Gelin görün ki, şekerin zararlarını
gazetelerde, dergilerde, makalelerde her gün okuyoruz. Okuduklarıma göre,
şekerin zararlarından en çok dikkatimi çekenler; diyabete, kalp, damar, felç
hastalıklarına neden olması, kanser hücrelerini beslemesi, bağışıklık sistemini
yavaşlatması, bağımlılık yapması oluyor.
Doktor ya da diyetisyen değilim. Yine de bu
kadar zarara göz göre göre katlanmayı kabullenemiyorum. Bununla birlikte, hayatımdan
şekeri çıkarmamın çok kolay olmayacağını ve bu kadar zor bir adım atmamın şuan
için mümkün olmadığını da biliyorum. Ben de rafine şeker içeren bazı ürünleri
hayatımdan tamamen çıkarırken, bazı ürünleri de geçici olarak çıkarmayı
denemeye karar veriyorum.
1.Çay, bitki çayı, kahve ve süt gibi
içecekleri şekersiz içiyorum.
2.Şekerli-gazlı içecekleri hayatımdan
çıkardım. Sadece sade soda içiyorum. Sodama tat katmak istiyorsam, taze meyve
dilimleri ekliyorum.
3.Meyve suyunu hayatımdan çıkardım.
Öncelikle kutu meyve sularını içmemeye başladım. 100% olanlarda bile şeker
olabiliyor. Bir adım ileri giderek, içerisinde rafine şeker olmamasına rağmen, taze
sıkılmış meyve suyunu da içmemeye başladım, çünkü bir bardak meyve suyunu elde
etmek için, en az 3-4 meyve kullanmak gerekiyor ve liflerinden
faydalanamıyoruz. Senede 1-2 kaçamak yapıyorum tabii :)
Onun yerine meyvenin tamamını (lifleri ile birlikte) içeren içecekler hazırladım. Örneğin; çilek, muz ve buz karışımı ya da şeftali, muz ve süt karışımı içeçekler hazırlayarak meyvenin hem suyunu hem de liflerini içmeyi tercih ediyorum.
Onun yerine meyvenin tamamını (lifleri ile birlikte) içeren içecekler hazırladım. Örneğin; çilek, muz ve buz karışımı ya da şeftali, muz ve süt karışımı içeçekler hazırlayarak meyvenin hem suyunu hem de liflerini içmeyi tercih ediyorum.
4.Hazır çorba, hazır salata sosu, ketçap, marketlerde
satılan nar ekşisi ve bunun gibi ürünleri hiçbir zaman kullanmazdım. Çocukluğumdan
bu yana, bu tarz ürünler zaten her zaman evde yapılırdı. Ben de kendi evimde
aynı şekilde devam ediyorum. Benim için en kolay adım bu oldu. :)
5.Aynı şekilde hazır olarak marketlerde
satılan meyveli yoğurt, kek, bisküviyi de alışveriş listemden çıkartalı çok
uzun zaman oldu. Ortaokul ve lisedeyken ne çok yerdim. :(
6.Mısır gevreği, çikolatalı fındık ezmesi
gibi ürünleri eve almamaya çalışıyorum. Göz görmeyince gönül de
istemiyor. :)
7.Beyaz ekmeği hayatımdan çıkardım. Sadece
tam buğday unundan yapılan ekmek yiyorum.
8.Glisemik endeksi yüksek olduğunu
öğrendiğim beyaz pirinç ile yapılan pilav ve dolmayı (ki çok severim) günlük
yemeğimden çıkardım. Sadece 1-2 ayda bir, anne evinde ya da davetlerde az
miktarda tadıyorum.
Beni en zorlayan ve şuan için kalıcı olarak
vedalaşamayacağım kısıma geldik. Ev yapımı bile olsa, az şekerli bile olsa, o
güzelim tatlılar, pastalar ve reçellerden ayrılamıyorum. Bu sebeple 21 günlük şeker
detoksu yapmaya karar verdim.
21 gün boyunca;
1.Hiçbir şekilde tatlı, pasta ve çikolata yemedim.
İkram edilenleri kibarca geri çevirdim. Bu süreçte en zorlu kısımı, en
sevdiğiniz arkadaşlarınız ve ailenizle yaşıyorsunuz. Onlar sizinle bu
güzellikleri paylaşmak istediğinde, iradenize hakim olmanız oldukça zor oluyor.
2.Sabah kahvaltılarında reçel yemedim. Reçel
yemek istediğim günler, taze meyveyi kahvaltımın bir parçası haline getirdim.
3.Uzun süre aç kalmamaya çalıştım. Uzun
süre aç kaldığımda canım daha çok tatlı yemek istediğinden, fındık, ceviz,
badem gibi atıştırmalıkları hep yakınımda tuttum.
4.Şekersiz tatlılar yaratmaya çalıştım.
Örneğin, yarım elma üzerine tarçın-ceviz karışımı koyarak fırınlama ya da rende
armut-badem-tarçın karışımını hafif tereyağı ile pişirme ve toplar haline getirme
gibi hafif lezzetler ile kendimi frenledim. Betülümün tarifi olan sütlü, incirli şekersiz tatlıya bayıldım.
Sonuç olarak, 21 gün boyunca hedeflediğimi başardım!
Bu yazıyı sonuna kadar okuduysanız, sizin de 21 günlük detoksu denemenizi tavsiye ederim.
Sevgiler,
İpek
Not:
*Yazdıklarım diyet bilgisi
içermemektedir ve doktor kontrolünden geçmemiştir. Sadece kendi izlenimlerimi
yansıtmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder