6 Şubat 2012 Pazartesi

Şımartılmak İsteyenler Güral Sapanca’ ya..

Uzaklaşmak istiyoruz…
Şehrin gürültüsü, kalabalığı, trafiği; iş yoğunluğu; stres; sorumluluklar…
Hepsi teker teker etkisini yitiriyor…
İlerliyoruz, ilerliyoruz ve Güral Sapanca’ ya varıyoruz.

Soğuk bir gün...
Arabadan iner inmez soğuğu kulaklarımda hissediyorum.
Otelin lobisine girer girmez, kocaman gümüş vazo ve içerisindeki iri, bol yapraklı, soluk pembe güller bizi karşılıyor. Soğuk birden sıcağa dönüşmeye başlıyor.

Odamız dağ manzarasına sahip ve SPA’ ya iniş için yapılan asansöre çok yakın. Odaya bizim için bırakılmış bornozumuzu ve terliğimizi giyip, kendimizi önce havuza, sonra da hamama atıyoruz.

Havuz ayrı bölümde, hamam ve SPA ayrı bölümde (bir arada) yapılmış. Ilık ve sıcak olmak üzere 2 adet kapalı havuz var. Çocuklu misafirler çoğunlukla sıcak havuzu tercih ediyor. Havuz başı bar, dileyenler için hazır ve nazır olarak bekliyor.











Hamam ve SPA bölümünün girişinde, size yardımcı olmak için görevliler bekliyor. Portakal aromalı suyunuzu yudumlayıp masaj randevunuzu alabilirsiniz.
Önce giyinme odası, sonra Vitamin Bar, ardından hamam, SPA Keyif Havuzu, Bio Sauna, Fin Saunası, Fin Hamamı, Kar Çeşmesi, Şok Duş… Herkese uygun bir seçenek var.

Türk hamamı bölümünde, bayanlara özel ve karışık olmak üzere iki ayrı seçenek var. Hamam sevenler için kese ve köpük masajı çok keyifli, çok rahatlatıcı.
Mis gibi sabun kokusu anneanne, babaannelerimizin zamanına götürüyor.
Yıkanma faslı bittikten sonra, iki hamam bölümünü birbirine bağlayan dinlenme odasına geçiyoruz. Dinlenme odasında, çinili duvarlar, tablolar ile bezenmiş; yumuşak koltuklar ve ahşap oymalı sehpalardan köşeler yapılmış. Sodalı ayran ikramı ile ferahlıyoruz.

Piyano eşliğinde 5 çayına geçiyoruz.
Klasik tarzda döşenmiş ve büyük ve gösterişli avizelerin olduğu lobi, oldukça geniş ve ferah. Yüksek tavanlarından gösterişli avizeler sarkıyor.
Teyzeler mırıl mırıl sohbet ediyor, amcalar gazete okuyor, gençlerin ellerinde ipadlar, çocuklar gidip gelip tatlılardan alıyorlar… Biz de sohbet edenlerdeniz..




Akşam yemeğinden önce, otel içerisinde biraz dolanıyoruz. Otelin çeşitli yerlerinde kahve fincanları, vazolar, biblolar ve en ilginci minyatür ayakkabılar sergileniyor. Kahve fincanları ve vazoları satın alabilmek için mağaza da mevcut.

Restorana canlı müzik eşliğinde karşılanıyoruz. Akşam yemeği, açık büfe olarak servis ediliyor. Yemekler, mezeler, salatalar, tatlılar oldukça lezzetli.

İkinci güne güzel bir kahvaltı ve sonrasında hafif bir yürüyüş ile başlıyoruz.
Hava tertemiz, mis gibi..
Kırmızı, mavi, yeşil olmak üzere 3 parkur belirlemişler. Tercihim orta düzey olandan yana J Sık ağaçların arasından, güneş ışınları geliyor. Yerler hafif çamurlu, bol yapraklı.. Patikanın kenarından yürüyoruz, hafif bir yuvarlak çizerek tekrar bahçeye dönüyoruz.
Yaz ziyaretçileri için bahçede açık havuz, tenis kortu, oyun alanları da var. 


Bahçenin ortasında taş bina, içerisinde odun fırını. Anadolu mutfağından çeşitler sunan Farina Ocakbaşı’ nda aklımız kalıyor, ama bir başka sefere bırakıyoruz.

Oteli keşfe devam…
SPA Keyif havuzunda tüm masajları tek tek deniyorum. Sonra, camdan yansıyan güneşle mayışıp, orman manzarasını eşliğinde, portakal ve greyfurt aromalı suyumu yudumluyorum. Arada da dergileri karıştırmayı ihmal etmiyorum.

Masaj için mumların yandığı, aromatik kokuların yayıldığı, mistik bir bölüm yapmışlar. Çekik gözlü, sempatik, bayanlar bizi kapıda karşılıyor ve masaj odasına yerleştiriyor.  Thai, Bali, Aliva, İsveç, v.b. birçok masaj arasından, Geleneksel Bali Masajı’ nı tercih ettik. Yaklaşık 50 dakika sürüyor. Enerji akışını düzenliyor, enerji seviyesini düzeltiyormuş. Masaj konusunda çok bilgim olduğunu söyleyemem, ama rahatlattığı kesin.

Bu kadar gevşedikten sonra, Pazar gazetelerimizi, renkleri tam bana göre olan Leylak Bistro’ da okuyoruz.  Eflatun, lila ve morun tonlarında yumuşacık koltuklara gömülüyoruz, güneşin yansıması altında Türk kahvemizi yudumluyoruz. Bu bölüme bayıldım diyebilirim.  (Yine Leylak Bistro’ da akşam da, canlı müzik vardı, ama aynı hava yoktu.)

Şımartılmış bir şekilde dönüş yolculuğuna geçiyoruz.

Güzel bir hafta sonu geçirmek isteyenlere..

Sevgiler,
İpek

Kısa Notlar:
*Hamamda, kese ve köpük masajında, eski Türk filmlerinde gördüğümüz çatır çutur kol bükme sahnelerini unutun! Burada her şey estetik, dinlendirici J

*Havuz ve SPA&Hamam bölümlerinde, her yerde, temiz havlu alabileceğiniz, kirli veya ıslak havlunuzu bırakabileceğiniz sepetler var. Elinizde sürekli havlu taşımak zorunda değilsiniz.

*Sauna ve buhar banyosunda kalamayanlar, bunalanlar için Bio Sauna iyi bir alternatif. Sıcaklık 50degC civarındaymış, daha dayanılır olduğunu söyleyebilirim.

*Çocuklar için akşam yemeğinde özel bölüm yapılmış, minik misafiler için tek kullanımlık mama önlüğü bile düşünülmüş. Ayrıca, oyun salonu ve açık havuzda mini aquapark da mevcut.