Bozcaada’ da ikinci ve üçüncü gün deniz
için tercihimiz Sulubahçe Koyu oluyor. Geniş koyun tamamı halka açık ve sadece
2 küçük özel tesis var. Bunlardan birisi otelimizin tesisi olan Ax of Tenes
Plajı, minderli ahşap şezlongları, hasır şemsiyeleri, çim voleybol sahası ile
bizi mutlu ediyor. Eşyalarımızı rahatça bırakarak yüzüyoruz, denizde oyunlar
oynuyoruz, altın sarısı, yumuşak kumsalda uzun yürüyüşler yapıyoruz. Denizin
içi de kum olduğu için çok güzel bir mavisi var. Berrak suyun içerisinde
yüzerken gözlerinizi açmayı ihmal etmeyin.
Öğlen yemeği için hamburger gibi
atıştırmalıklar, bahçe içerisindeki karavanda hazırlanıyor. Biz biraz yürüyüş
yapıp, Ayazma Koyu’ ndaki Vahit’ in Yeri’ ne gidiyoruz. Balık ve meze çeşitleri
bol olmasına rağmen, benim tercihim el açması gözleme ve ayran oluyor. Canım
öyle istedi J
Bu arada, Ayazma ve Sulubahçe yan yana iki
koy ve denizleri, kumsalları birbirine çok benzer. Ayazma Koyu’ nda
kiralanabilir şezlong ve şemsiye imkânı var. Ayrıca ücretli özel bir plaj da
bulunuyor. Bu sebeple oldukça kalabalık bir koy.
Denize girebilmek için gidip gördüğüm diğer
bir seçenek ise Mitos Beach’ in yer aldığı Habbele Plajı oluyor. Mitos Beach’
in sloganı “Lütfen ayak izlerinizden başka hatıra bırakmayınız” hoşuma gidiyor
ve herkesin benimsemesini diliyorum.
Akşam, merkeze inip önce tezgahları
dolaşıyoruz.
Reçeller, kekikler, naneler, ada çayları
burada.. Adanın meşhur domates reçeli benim pek favorim değil. Bal kabağı
reçeli alıyoruz. Kireçte kabak tatlısını sevenler, bu reçeli de sevebilirler.
Kabak atölyesinin hazırladığı, narin nazar
boncuklu kolyeleri ve su kabağından yapılmış nar şeklindeki aydınlatmalar,
diğer tezgahlara göre fark yaratıyor. Gidip gelip baktıktan sonra, kolyelerden
alıyorum. J
Yemek için Sandal’ a gidiyoruz. (Rezervasyonumuzu
bir önceki akşamdan yapmıştık.) Beyaz duvarları, çivit mavisi pervazlı camları,
çivit mavisi masa ve sandalyeleri, denizci temalı masa örtüleri, kırmızı
sardunyaları olan bir sokaktayız. Mezelerimizi, mutfaktaki dolaptan seçiyoruz. Ege
müzikleri, leziz meze ve yemeklerimize eşlik ediyor. Gece 12’ den sonra da
benim doğum günüm! Işıl ışıl pastam, müzik eşliğinde geliyor ve bütün sokak
birlikte eşlik ederek kutluyoruz J Pastam, meydandaki Çiçek Pastanesi’ nden, çok taze ve çok
lezzetli… Sürprizleri için eşime ve arkadaşlarıma öpücükler J
Aynı sokaktaki diğer popüler mekânlar;
Battı Balık Restaurant ve Simyon Meyhane için de rezervasyon yapmanızı
öneririm.
Yemekten sonrasını, Ada havasına uygun
sakinlikte geçirmek isteyenler için; kahve ya da bir şeyler içebilecekleri
kafeler ara sokaklarda mevcut. Oda Cafe’ nin olduğu sokağın (Çiçek Pastanesi’
nin arka tarafı gibi kalıyor) ışığı ise, telefonla fotoğraf çekimi için bile
çok güzel. Bizim tercihimiz, önce
limanda; sonra yaprakların sarktığı, hafif aydınlatılmış Arnavut kaldırımlı bu
sokaklar arasında yürüyüş yapmak şeklinde oldu.
Eğlenmek isteyenler için ise en popüler mekânın
Polente olduğunu gördüm. Fotoğraftan da göreceğiniz gibi elinize içeceğinizi
alıp sohbete katılabileceğiniz ve takılabileceğiniz bir mekân.
Adanın
Eylül ayındaki bağ bozumunu duymayan yoktur. Yerel üzümlerle şarap üretimi
yapan firmalardan, Talay ve Corvus’ un dükkânları merkezde mevcut. Merkez
dışında Tuzburnu'nda bulunan Corvus Fabrikası’ nı gezmek için gidiyoruz, ama ne
yazık ki gezmek mümkün değilmiş. Merak edenler için, Corvus’ un anlamı Latince’
de karga demekmiş. Karganın adanın sembollerinden birisi olduğunu da ekleyeyim.
Dileyenler için, Corvus’ un kafesinde kadeh şarap içmek mümkün. İçmek
istemezseniz, görevliler üzümler ve şaraplar hakkında detaylı bilgi
verebiliyor. Aldığımız Rarum şarabı, ada üzümlerinden Kuntra ve Karalahna
birlikteliğinden oluşuyor. Henüz denemediğim için, lezzeti hakkında fikir
veremiyorum.
Sevgiler,
İpek
Sık kullanımlara ekledim :) ne olur ne olmaz diye . Emeğine sağlık çok güzel tanıtmışsın. Hayran kaldım. "Lütfen ayak izlerinizden başka hatıralarınızı bırakmayın." Resimnie bayıldım yaw. Emeğine sağlık.
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, çok mutlu oldum :) Gelecek yazıları da keyifle takip etmeni dilerim.
Sevgiler,
İpek