3 Mayıs 2014 Cumartesi

Turkuaz Mavisi Bozburun

Marmaris’ e her gittiğimde bir daha hayran kalıyorum. Deniz ve iklimin aynı anda güzel olduğu nadir bölgelerden birisi diye düşünüyorum. Geçtiğimiz yaz, Karia Bel ile instagram sayesinde tanıştım. Esra Akkaya’ nın instagram sayfasında gördüğüm denize vuruldum ve araştırmaya başladım. Yorumların altına Karia Bel adını yazdığını görünce, hemen internetten inceledim, otel ile iletişime geçtim ve rezervasyonumuzu yaptırdım. 
Karia Bel, Dalaman Havalimanına yaklaşık 2 saat uzaklıkta, Bozburun’ da yer alıyor. Arabayla karadan ulaşım mümkün değil. Otel transferi ya da kendi imkanlarınız ile Bozburun’ a geliyorsunuz, sahilden otelin teknesi sizi karşılıyor.

Teknemiz otele yanaşınca, güler yüzlü çalışanlar bizi karşılıyor. Otel sıcak ve samimi döşenmiş. Genel alanlarda ahşap, sarılı turunculu dekorasyon hakim. Odamıza çıkıyoruz;  beyaz duvarlar, beyaz çarşaflar, renkli yastık ve örtüler ile Ege esintisini hemen hissediyoruz. 13 odanın her birine ayrı bir isim verilmiş. Örneğin Kiseli deniz manzaralı ve özel teraslı; Saranda deniz manzaralı ve balkonlu, Alinda bahçe odası olarak tasarlanmış. Tüm odaların isimlerine, özelliklerine ve resimlerine web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Denizi merak ediyorsunuz, değil mi? Koyu mavi ve dümdüz bir deniz… Hiçbir çalkantı yok. Yumuşacık; yüzerken vücudunuzu sarıyor, sarmalıyor. Sabahları kalkıyorum, yüzümü yıkamadan denize atlıyorum. Marmaris’ in havası da, deniz sıcaklığı da bana çok uyuyor. Üşümüyorum ve sıcaklamıyorum. Yüzüyorum, yüzüyorum, sudan çıkmak istemiyorum. Dinlenmek için duruyorum, önümden 15-20 tane minik balığın aynı anda ve yay gibi zıpladığını görüyorum. Bu tabloyu görmek beni mutlu ediyor.

İskelede duşumu alıp kahvaltıya geçiyorum. Açık büfe kahvaltıdaki tüm ürünler lezzetli ve kaliteli. Ev yapımı balkabağı marmelatını, taş fırında yeni pişmiş taze ekmeğin üzerinde mutlaka tatmalısınız.

Kahvaltı sonrası biraz kitap, biraz keyif… Bu sefer, deniz seansında daha az yüzüyorum, dönüşte denizin ortasındaki iskeleye çıkıp çıkıp atlıyorum. Atlamayı çok sevdiğim ve bu konuda biraz çocukluk yaptığım doğrudur. Yorulunca da hafif güneşlenme moduna geçiyorum. Siz, biraz hareket isterseniz, kanoya da binebilirsiniz.
Benim için bu tatilin en heyecan veren kısmını ise öğleden sonra yaşıyorum. Otelin görevlisi, bizim için kaptanımız, isteyenleri küçük tekneye ya da motorlu kayığa bindiriyor ve bulunduğumuz büyük koyun çıkışına doğru “boğaz” olarak adlandırılan bölgeye götürüyor. Teknede 3 aile, toplamda 8 kişiyiz. Yanımızda sadece terliklerimiz ve havlularımız var. Denizin ve koyun ortasında, minicik bir kayalığa yanaşıyoruz. Su seviyesi dizimizde, teker teker suya atlıyoruz, eşyalarımızı kayalığa bırakıp, yüzmeye başlıyoruz. Sanki başka bir yere geldik. Denizin dibi beyaz kum, rengi turkuaz mavisi, Maldiv’ lere benziyor desem abartmış olmam. Diğer kayalıklara, kara parçalarına doğru yüzüyoruz, geri geliyoruz. Beraber geldiğimiz ailelerle sohbet ediyoruz, çocuklarla oynuyoruz, gülüşüyoruz. Yaklaşık 40 - 45 dakika sonra kaptanımız uzaktan gözüküyor ve tekrar otelimize dönüyoruz. 
Bir başka gün, yine aynı büyük koyun içerisindeki diğer bir sahile gidiyoruz. Çam ağaçlarının gölgesindeki suda yüzüyoruz, belli bir süre sonra kaptanımız yine bizi alıyor. Bir başka gün ise, Karia Bel’ in diğer oteli Luna Bel’ e gidiyoruz. Koyun başındaki pembe yastıklar ve beyaz ahşap ile döşeli iskeleden denize giriyoruz.
Öğleden sonra çay içmeden olmaz. 5 Çayı’ nda sürpriz olarak çikolatalı sıcak muffinler geliyor.

Akşam yemeğimiz ise daha önce yatlarda çalışmış şefimiz tarafından hazırlanıyor. Her gün farklı detaylar ile hazırlanmış, sırasıyla çorba, meze çeşitlerinden oluşan başlangıç tabağı, et ya da balıktan oluşan ana yemek ve tatlı içeren fiks menü olarak sunuluyor. Porsiyonlar büyük, lezzetli ve özel. En sevdiklerim, bal kabaklı zerdeçal çorbası, asparagus çorbası, organik oğlak tandır ve şişte akya balığı oluyor. Akşam yemeğinde, otelin sahibi Beliz Hanım masalarımızı tek tek dolaşıyor, bizlerle sohbet ediyor. Mutlaka günümüzün nasıl geçtiğini sorup, varsa ihtiyaçlarımız ile ilgili yardımcı oluyor.

Gün böylece bitti diye düşünmeyin. Işıklar sönmeye başlıyor ve gece sessizleşiyor. Gökyüzüne bakıyorum, sayısız yıldızı seyrediyorum, bakmaya doyamıyorum. Ne yapın, ne edin, gece tekneyle denizin üzerinde olun. Denizin ortasında, sadece kayığın motor sesinin olduğu bu gecede, gördüğüm sanki yıldız kümesi değil, yıldız nehriydi. Büyük bir sonsuzluk ve bu çok etkileyici bir manzara ile büyüleniyorum.

Günlerin nasıl geçtiğini anlamadığım bu sevimli sahil kasabasında,  merkez 1-2 saatte gezilebiliyor. Dükkanları, bakkalı, kahvesi, pastanesi, pansiyonları sade ve kendi halinde. Bozburun, gulet yapılan tersaneleri ile de meşhurdur. Sokakların arasında dolaşırken, karşınıza inşa edilmekte olan bir gulet çıkabilir, şaşırmayın. Kaptanımızın verdiği bilgiye göre, çok meşhur bir Rus için de gizli olarak büyük bir tekne yapılıyormuş.
İncelemek isterseniz Karia Bel’ in web sitesi:

Sevgiler,
İpek


Not:
*Tekneniz ile gelmek isterseniz, otele haber veriyorsunuz, sizi Luna Bel’ de karşılıyorlar.

*Dalaman havalimanından otele ulaşım için, otel transferini ayarlamıştık. Marmaris yolcuları bilir, yollar virajlı ve rahatsız edicidir. Neyse ki aracımız konforlu, şoförümüz de iyiydi. Tavsiye ederim.

*Birçok oda için istediğim tarihlerde yer yoktu. Karar verirseniz, bir an önce yerinizi ayırtın.

*Selimiye ve Söğüt kasabaları da oldukça yakın. Dilerseniz arabayla, dilerseniz de tüm gününüzü geçirebileceğiniz tekne turuyla gidebilirsiniz.
*Tatilimiz biraz sıkıntılı başlamıştı, uçuş saatlerimizde problem oldu. Evden alelacele çıkarken, fotoğraf makinamı almayı unutmuşum. Az sayıdaki fotoğrafım, telefon ile çekildi, umarım beğenirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder