15 Haziran 2011 Çarşamba

Babalar Günü' nde Ağva’ ya Ne Dersiniz?

Anne ve babalarımızla birlikte keyifli vakit geçirebileceğimiz, aynı zamanda da dinlenebileceğimiz bir haftasonu hayal ettik.

Yol çok uzun sürmesin, şehirden uzak da olsun..
Yemyeşil olsun, deniz, göl ya da nehir manzarası da olsun..
Yürüyüş yapalım, sohbet edelim, birarada olalım, farklı birşeyler de yapabilelim..

Dilediğimiz yeri bulduk ve Ağva Riverside Club’ da rezervasyonlarımızı yaptırdık. Cumartesi günü iki araba halinde yola koyulduk. Ümraniye – Şile yolunu takip ederek, yaklaşık 97 km. uzaklığındaki Ağva’ ya vardık. Şile’ ye kadar yol otoban kalitesinde devam ediyor. Sonrasında 2 yol ayrımı var, sahilden ve köylerin arasından. Biz köylerin arasından, manzarayı seyrederek devam ediyoruz. Yol sakin, çok sürmeden Ağva’ ya varıyoruz.

Oteller, Göksu Nehri boyunca kurulmuşlar. Riverside Club’ a ulaşmak için otel otoparkına arabalarımızı park ediyoruz, otelin kurulu olduğu nehrin diğer kıyısına salla geçiyoruz.  Makaralı bir sistem kurmuşlar. Herkesin sala yerleştiğinden emin olunca, sal içindeki görevli ipi çekerek bizi 2 dakika da karşı kıyıya geçiriyor.


Odalar havuzun iki kenarına dizilmiş, tüm kapılar havuza açılıyor. Ahşap bungalovların birleşmiş hali gibi gözüküyor. Dışarıdan sevimli bir havası var. İçleri ise, ne yazık ki internetten göründüğü gibi değil, biraz eskimiş. Nasılsa hava güzel, odada da çok kalmayacağız diye düşünerek, eşyaları bırakıp hemen nehir kenarında sohbete koyuluyoruz.

 









Biraz sonra, kaptan, balıkçı teknesini çalıştırıyor, herkes yerlerine kuruluyor ve nehir boyunca yapılan tekne turu başlıyor. Ağaç dalları nehire kadar sarkmış, güneş arada sırada gözünü kırpıyor. Su kaplumbağalarına bakarken, birden su yılanı geçiyor, ama ben göremiyorum, kaçırıyorum. Manzarayı arkamıza alıp, 2li, 3lü, 4lü, 6lı derken bir sürü güzel fotoğraf çekiliyoruz.


Tekne turu sonunda otelimizde bizi beş çayı bekliyor. Çayımızı, kurabiyelerimizi alıp, güneşin batışını seyrediyoruz, kuş seslerinin keyfine varıyoruz.

Akşam yemeği hava güzel olduğunda nehir kenarındaki iskele üzerinde, hava yağışlı ya da soğuk olduğunda kapalı alanda veriliyor. Akşam yemeğinin ardından sohbete devam.. Dileyenler için Jazz Bar’ da canlı müzik ile eğlence de mümkün.

Ertesi sabah kahvaltının ardından, sal ile karşı kıyıya geçiyoruz, yürüyüşe başlıyoruz. Yol kenarındaki gelincikleri koparmaya kıyamıyoruz.. Bahçesinde mandalina ağaçları olan Park Mandalin çok hoşumuza gidiyor, kahve içmek için oturuyoruz. Manzara müthiş, koltuklar ve hamak çok rahat.. Gazeteler hemen paylaşılıyor, bol köpüklü kahveler içiliyor. Servis ve kalite gayet güzel..

Dönüş vakti geldi..
Otelden ayrılıyoruz, Şile’ ye uğrayarak küçük bir gezinti yapıyoruz.
150 yıllık mazisi olan ve bugün müzeye çevrilmiş Şile Feneri’ ni de geziyoruz, seyahatimizi sonlandırıyoruz..

Sevgiler,
İpek

Nerede Kalınır?
Dikkatimi çeken otel&motellerden birkaçını paylaşıyorum; Park Mandalin, Aquaverde (Bir İstanbul Masalı dizisi çekilmişti) , Ağva Paradise Motel. Seçenek çok olduğu için internetten yapacağınız küçük bir araştırma ile size uygun oteli belirlemeniz çok kolay olacaktır.

Neler Yapılabilir?
Riverside ve Aquaverde’ de havuz keyfi yapılabilir.
Gizlibahçe’ de ya da Ağva dönüşü Şile’ de balık ziyafeti çekilebilir.
Gizlibahçe’ de kahvaltıya gidilebilir.
Nehirde deniz bisikletine binilebilir.
Trekking, ATV turlarına katılınılabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder