Karia Bel, Dalaman Havalimanına yaklaşık 2
saat uzaklıkta, Bozburun’ da yer alıyor. Arabayla karadan ulaşım mümkün değil.
Otel transferi ya da kendi imkanlarınız ile Bozburun’ a geliyorsunuz, sahilden
otelin teknesi sizi karşılıyor.
Teknemiz
otele yanaşınca, güler yüzlü çalışanlar bizi karşılıyor. Otel sıcak ve samimi
döşenmiş. Genel alanlarda ahşap, sarılı turunculu dekorasyon hakim. Odamıza çıkıyoruz;
beyaz duvarlar, beyaz çarşaflar, renkli
yastık ve örtüler ile Ege esintisini hemen hissediyoruz. 13 odanın her birine
ayrı bir isim verilmiş. Örneğin Kiseli deniz manzaralı ve özel teraslı; Saranda
deniz manzaralı ve balkonlu, Alinda bahçe odası olarak tasarlanmış. Tüm
odaların isimlerine, özelliklerine ve resimlerine web sitesinden
ulaşabilirsiniz.
Denizi merak ediyorsunuz, değil mi? Koyu
mavi ve dümdüz bir deniz… Hiçbir çalkantı yok. Yumuşacık; yüzerken vücudunuzu
sarıyor, sarmalıyor. Sabahları kalkıyorum, yüzümü yıkamadan denize atlıyorum.
Marmaris’ in havası da, deniz sıcaklığı da bana çok uyuyor. Üşümüyorum ve
sıcaklamıyorum. Yüzüyorum, yüzüyorum, sudan çıkmak istemiyorum. Dinlenmek için
duruyorum, önümden 15-20 tane minik balığın aynı anda ve yay gibi zıpladığını
görüyorum. Bu tabloyu görmek beni mutlu ediyor.
İskelede duşumu alıp kahvaltıya geçiyorum.
Açık büfe kahvaltıdaki tüm ürünler lezzetli ve kaliteli. Ev yapımı balkabağı
marmelatını, taş fırında yeni pişmiş taze ekmeğin üzerinde mutlaka
tatmalısınız.
Kahvaltı sonrası biraz kitap, biraz keyif… Bu
sefer, deniz seansında daha az yüzüyorum, dönüşte denizin ortasındaki iskeleye
çıkıp çıkıp atlıyorum. Atlamayı çok sevdiğim ve bu konuda biraz çocukluk
yaptığım doğrudur. Yorulunca da hafif güneşlenme moduna geçiyorum. Siz, biraz
hareket isterseniz, kanoya da binebilirsiniz.
Benim için bu tatilin en heyecan veren
kısmını ise öğleden sonra yaşıyorum. Otelin görevlisi, bizim için kaptanımız,
isteyenleri küçük tekneye ya da motorlu kayığa bindiriyor ve bulunduğumuz büyük
koyun çıkışına doğru “boğaz” olarak adlandırılan bölgeye götürüyor. Teknede 3
aile, toplamda 8 kişiyiz. Yanımızda sadece terliklerimiz ve havlularımız var. Denizin
ve koyun ortasında, minicik bir kayalığa yanaşıyoruz. Su seviyesi dizimizde,
teker teker suya atlıyoruz, eşyalarımızı kayalığa bırakıp, yüzmeye başlıyoruz.
Sanki başka bir yere geldik. Denizin dibi beyaz kum, rengi turkuaz mavisi,
Maldiv’ lere benziyor desem abartmış olmam. Diğer kayalıklara, kara parçalarına
doğru yüzüyoruz, geri geliyoruz. Beraber geldiğimiz ailelerle sohbet ediyoruz,
çocuklarla oynuyoruz, gülüşüyoruz. Yaklaşık 40 - 45 dakika sonra kaptanımız
uzaktan gözüküyor ve tekrar otelimize dönüyoruz.
Bir başka gün, yine aynı büyük koyun
içerisindeki diğer bir sahile gidiyoruz. Çam ağaçlarının gölgesindeki suda
yüzüyoruz, belli bir süre sonra kaptanımız yine bizi alıyor. Bir başka gün ise,
Karia Bel’ in diğer oteli Luna Bel’ e gidiyoruz. Koyun başındaki pembe
yastıklar ve beyaz ahşap ile döşeli iskeleden denize giriyoruz.
Öğleden sonra çay içmeden olmaz. 5 Çayı’
nda sürpriz olarak çikolatalı sıcak muffinler geliyor.
Akşam yemeğimiz ise daha önce yatlarda
çalışmış şefimiz tarafından hazırlanıyor. Her gün farklı detaylar ile
hazırlanmış, sırasıyla çorba, meze çeşitlerinden oluşan başlangıç tabağı, et ya
da balıktan oluşan ana yemek ve tatlı içeren fiks menü olarak sunuluyor.
Porsiyonlar büyük, lezzetli ve özel. En sevdiklerim, bal kabaklı zerdeçal
çorbası, asparagus çorbası, organik oğlak tandır ve şişte akya balığı oluyor. Akşam
yemeğinde, otelin sahibi Beliz Hanım masalarımızı tek tek dolaşıyor, bizlerle
sohbet ediyor. Mutlaka günümüzün nasıl geçtiğini sorup, varsa ihtiyaçlarımız
ile ilgili yardımcı oluyor.
Gün böylece bitti diye düşünmeyin. Işıklar
sönmeye başlıyor ve gece sessizleşiyor. Gökyüzüne bakıyorum, sayısız yıldızı seyrediyorum,
bakmaya doyamıyorum. Ne yapın, ne edin, gece tekneyle denizin üzerinde olun. Denizin
ortasında, sadece kayığın motor sesinin olduğu bu gecede, gördüğüm sanki yıldız
kümesi değil, yıldız nehriydi. Büyük bir sonsuzluk ve bu çok etkileyici bir
manzara ile büyüleniyorum.
Günlerin
nasıl geçtiğini anlamadığım bu sevimli sahil kasabasında, merkez 1-2 saatte gezilebiliyor. Dükkanları,
bakkalı, kahvesi, pastanesi, pansiyonları sade ve kendi halinde. Bozburun,
gulet yapılan tersaneleri ile de meşhurdur. Sokakların arasında dolaşırken,
karşınıza inşa edilmekte olan bir gulet çıkabilir, şaşırmayın. Kaptanımızın
verdiği bilgiye göre, çok meşhur bir Rus için de gizli olarak büyük bir tekne
yapılıyormuş.
İncelemek
isterseniz Karia Bel’ in web sitesi:
Sevgiler,
İpek
Not:
*Tekneniz ile
gelmek isterseniz, otele haber veriyorsunuz, sizi Luna Bel’ de karşılıyorlar.
*Dalaman havalimanından otele ulaşım için,
otel transferini ayarlamıştık. Marmaris yolcuları bilir, yollar virajlı ve
rahatsız edicidir. Neyse ki aracımız konforlu, şoförümüz de iyiydi. Tavsiye
ederim.
*Birçok oda için istediğim tarihlerde yer
yoktu. Karar verirseniz, bir an önce yerinizi ayırtın.
*Selimiye
ve Söğüt kasabaları da oldukça yakın. Dilerseniz arabayla, dilerseniz de tüm
gününüzü geçirebileceğiniz tekne turuyla gidebilirsiniz.
*Tatilimiz biraz sıkıntılı başlamıştı, uçuş saatlerimizde problem oldu. Evden alelacele çıkarken, fotoğraf makinamı almayı unutmuşum. Az sayıdaki fotoğrafım, telefon ile çekildi, umarım beğenirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder