Tatlı
bir serinlik var. Saat daha erken, yine de kalkıyorum. Yüzümü yıkıyorum, su buz
gibi… Mutfağa gidiyorum, kahvaltı hazır; annem, babam, anneannem, dayılarımdan 1-2si kahvaltı
ediyorlar. Ev yapımı sütlü kaymak, bal, taze yumurta, tulum peyniri, kırma
yeşil zeytin, sıcak ekmek ile kahvaltımı yapıyorum.
Sonra etraf derleniyor toparlanıyor, illa ki bir misafir geliyor. 1-2 saate kuzenler ve yengeler gelmeye başlıyor. Sohbet, muhabbet, oyunlar derken öğle saati geliyor.
Uzun
terasta, dallarından yeşil üzümlerin sarktığı asma ağacının gölgesinde büyük bir masa hazırlanıyor. Çoluk
çocuk hep beraber masaya sığışıyoruz. Masada ayran, salata, ekmek; herkes mangaldaki
etlerin pişmesini bekliyor. Şişler kızardıkça, ekmeklerin arasında teker teker
hepimize dağılıyor. Aslına bakarsanız, mangalın başında teker teker kapışılıyor
da diyebiliriz. Lezzet, neşe, kahkaha
hepsi bir arada.. Ardından bol fıstıklı baklava geliyor ve dakikasında bitiyor.
Yemek
telaşı bittikten sonra, yine biraz sohbet derken, kalabalık dağılıyor. Kimisi
evine gidiyor, kimisi de öğleden sonra uykusu için evin bir köşesine çekiliyor.
Hava sıcak, tavanda pervane dönüyor, perdeler kımıldamıyor. Uyku ile baygınlık
arasında geçen 1-2 saat sonra, güneş etkisini hafiften yitiriyor.
Öğleden
sonra ziyaretleri başlıyor. Kahveler içilsin, fallar bakılsın… Ah yengecim, çocuk halimize bakmadan bizi hiç kırmaz, her gün tekrar falımıza bakar. :)
Akşam
yine bir telaş yemek hazırlığı ve ardından hava kararıyor. Büyükler gezmelere, çocuklar
evde. Ev ahşap, hava sıcak tüm
pencereler açık, haliyle gıcırtılar sesler bol. Yaşça daha büyük olanlar, küçük
olanları hikâyeler ile korkutuyor.
Gece
terasa 3-4 yatağın birleştirilmesiyle büyük bir yatak hazırlanıyor. Aynı
büyüklükte cibinliğin içinde 4-5 çocuk doluşuyoruz, yorganı boynumuza kadar
çekiyoruz, kıkırdamalar yavaş yavaş kesiliyor ve uykuya geçiliyor.
Geçtiğimiz hafta yaptığım Adana seyahati beni eski anılara götürdü.
Çocukluğumda, anneannem ve bütün dayılarım Adana’ da olduğu için her yaz ve 2 bayramdan 1 tanesinde mutlaka giderdik. Günlerimiz, birkaç farklılıkla birlikte, çoğunlukla yukarıda anlattığım şekilde geçerdi.
Annemin,
annelerin, anneannelerin, babaannelerin, teyzelerin, halaların, yengelerin ve
içinde çocuk sevgisi olan tüm kadınların anneler gününü kutlarım.
Sevgiler,
İpek
Not:
*1.resim annemin ve dayımların çocukluğunu, 2. resim annem ile babam evlenmeden önce vefat etmiş olan dedemi gösteriyor. Resimleri, kuzenimin arşivinden kaydettiğimi hatırlıyorum.
Not:
*1.resim annemin ve dayımların çocukluğunu, 2. resim annem ile babam evlenmeden önce vefat etmiş olan dedemi gösteriyor. Resimleri, kuzenimin arşivinden kaydettiğimi hatırlıyorum.
İpeğim canım benim.Yazılarını zevkle ve merakla takip ediyorum.Okurken çok duygulandım,o günlere gittim adeta.Yazmaktan hiç vazgeçme.Seni seviyorum.Meltem Yengen.
YanıtlaSilCanım Yengecim, yazılarımı okuman ve beğenmenden çok mutlu oluyorum, çok teşekkür ederim.. Öpüyorum, sevgiler, İpek
SilYeryuzunde cok nadir belkide tek ! Bir gulumseme'ye sahipsiniz ve cok tatlisiniz :) umarim o gulumseme hic eksilmez yuzunuzden. X
YanıtlaSil