Hafta Sonu Keşifleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hafta Sonu Keşifleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
24 Ocak 2015 Cumartesi
Hafta Sonu Keşifleri: Akdeniz Esintisi Lucina
Ataşehir’ de ara sokaklar arasında
dolaşırken, Ataşehir’ in incisi Lucina’ yı farkettim. Farkettim, ama yürüme
mesafesinde olmasına rağmen, yanı başımdaki güzelliği bir türlü
değerlendiremedim. Bu güneşli kış Cumartesi gününde Lucina’ dayım.
12 Ocak 2015 Pazartesi
Hafta Sonu Keşifleri: Karaköy Mescid-i Sokak
Favori mekanım Karaköy’ deki yeni keşfim, belki bir çoğunuzun bildiği, renkli ampüllerle süslenmiş asma
yapraklarının altında uzanan Mescid-i Sokak oluyor.
Minik minik kafeler masalarını sokağa
atmış, sobaların altında herkes bir neşe, bir muhabbet yemeklerini yiyor.
3 Ocak 2015 Cumartesi
Festival: İstanbul Buram Buram Kahve Kokuyor!
İstanbul Kahve Festivali, 25-28 Aralık 2014
tarihleri arasında Galata Rum İlkokulu’ nda bu yıl ilk defa yerini aldı.
27 Ağustos 2014 Çarşamba
Hafta Sonu Keşifleri: A’YA Lounge, Four Seasons Hotel Sultanahmet
Tarihi yarımada olarak geçen bölgeyi çok
severim.
Eminönü, Mısır Çarşısı, Kapalı Çarşı,
Sultanahmet Camii ve meydanı, Ayasofya, Topkapı Sarayı, Arasta Çarşısı,... Ne
zaman gitsem, İstanbul' un güzelliğini de, karmaşasını da, renkliliğini de bir
arada yaşarım. Mısır Çarşısı ve Süleymaniye Camii ile ilgili daha önce
yazdıklarımı okumak isterseniz, linki tıklayarak detaylara ulaşabilirsiniz. Tıktık!
Hafif esintili bir yaz günü ailemle birlikte Four Seasons Hotel Sultanahmet'e uğradık.
Hafif esintili bir yaz günü ailemle birlikte Four Seasons Hotel Sultanahmet'e uğradık.
3 Ağustos 2014 Pazar
Hafta Sonu Keşifleri: Ronnefeldt Çay Evi
1823 yılından bu yana hizmet veren Ronnefeldt
Alman çay markasından arkadaşımın tavsiyesi sayesinde haberdar oldum.
Etiketler:
Çay,
Çay Evi,
Hafta Sonu Keşifleri,
Haftasonu,
İstanbul
31 Temmuz 2014 Perşembe
Bodrum Keşifleri: Limon Gümüşlük
Ben bugün Alice oldum ve Harikalar Diyarı’
na geldim. Doğa ile dekorasyonun
buluştuğu şahane bir yerdeyim.
22 Haziran 2014 Pazar
Bodrum Keşifleri: Karafaki Gümüşlük
Bodrum’
un balıkçı kasabası Gümüşlük’ teyiz. Yürüyerek geçilebilen (su bazı yerlerde
dizinizin üzerine çıkacaktır) Tavşan Adası manzaralı küçük balıkçı, kafe ve çay
bahçelerinin olduğu sevimli sahil şeridinde hafif bir yürüyüşten sonra
Karafaki’ ye geçiyoruz.
Etiketler:
Balık,
Balıkçı,
Bodrum,
Bodrum Keşifleri,
Gümüşlük,
Hafta Sonu Keşifleri,
Haftasonu,
Karafaki,
Tavşan Adası
19 Haziran 2014 Perşembe
Bodrum Keşifleri: Havva Ana
Yaz geldi, birçoğumuz için tatil sezonu başladı, deniz kenarı bir
yerlere gitmeye başladık. Ben de bu hafta, sezonu Bodrum' da yazlık ev moduyla
açtım. Son yıllarda, Bodrum tatillerimi genelde otelde geçirdiğim için kahvaltı ve akşam
yemeklerini otelde yer, yemek sonrası gezip dolaşmaya çıkardım. Haliyle, birçok
lezzet mekânını da arkadaşlarımdan duymuş olmama rağmen bu sene ilk defa
deneyebiliyorum.
30 Nisan 2014 Çarşamba
Hafta Sonu Keşifleri: Dem Karaköy
Sonunda aradığımı buldum!
Güzel porselen demlik ve fincanlar ile servis edilen bir çay evi. Aynı Londra' dakiler gibi, hatta hizmet kalitesi, güler yüzlü garsonlarıyla çok daha iyisi. Sarılı, yeşilli tonlar ile dekore edilmiş, sıcacık bir ortam...
Etiketler:
Çay,
Dem,
Dem Karaköy,
Hafta Sonu Keşifleri,
Haftasonu,
İstanbul,
Karaköy
22 Nisan 2014 Salı
Hafta Sonu Keşifleri: MarieBelle
Hafta sonu keşifleri uzaklardan, yolunuz düşerse uğrayın diye...
New York Soho’ da sokak sokak dolaşırken biraz
soluklanmak için karşımıza ilk çıkan kafeye girdik ve MarieBelle ile tanıştık.
Etiketler:
Çikolata,
Hafta Sonu Keşifleri,
Haftasonu,
Kafe,
Maribelle,
MarieBelle,
Newyork,
NYC,
USA
2 Nisan 2014 Çarşamba
Hafta Sonu Keşifleri: Duble Meze Bar
Duble Meze Bar’
ın mezelerinin methini duymuştuk.
Pera’
daki Palazzo Donizetti Oteli’ nin 7. katında yer alıyor. Cumartesi akşamı için rezervasyon
yaptırmak istiyoruz, 2 seanstan 21.30u tercih ediyoruz. Bu ara o kadar popüler
ki, 1 hafta öncesinden arayıp yer bulamıyoruz. Son anda iptal eden biri
sayesinde gidebiliyoruz.
Şık
ve ferah bir ortamı var, ışıl ışıl Haliç manzarası bizi karşılıyor. Yerimizi
alıyoruz, ilk dikkatimi çeken meze servisi için kaşıkların masalarda bardak
içerisinde güzel bir sunumla hazır olmasıydı. Garsonumuz menüyü veriyor.
Yaklaşık 20 çeşit soğuk meze, 15 çeşit sıcak meze, 4 çeşit ana yemek, salata ve
tatlıdan oluşan menüyü inceliyoruz. Her şey güzel güzel yazılmış ama biz bara
gidip görerek seçmek istiyoruz. Barmenimiz mezelerin içeriğini de tek tek anlatıyor,
böylece rahatlıkla karar veriyoruz.
Türk
ve Ermeni mezelerinin modernleştirilerek sunulmuş halleri hızlıca masamızda
yerlerini alıyor. Favorim; hardallı levrek ve pastırmalı karides oldu. Porsiyonlar
resimlerde görüldüğü büyüklükte; ne çok az ne çok fazla diyebilirim.
DJ
eşliğindeki müzikleri de çok sevdim.
"Kıskanır rengini baharda yeşiller, sevda büyüsü gibisin sen Firuze...",
"Duydum ki seni terk etmiş oh olsun, yalnız bırakıp gitmiş oh olsun...",
"Oldu en sonunda oldu bim bam bom, rüyalarım gerçek oldu bim bam bom...",
nameleri eşliğinde 70ler, 80ler, 90lar ard arda çaldı. Müzik giderek hızlanınca herkes şarkılara eşlik etmeye, tempo tutmaya başladı. Birkaç şarkıda dayanamayıp dans edenlerin içerisinde ben de varımJ
"Kıskanır rengini baharda yeşiller, sevda büyüsü gibisin sen Firuze...",
"Duydum ki seni terk etmiş oh olsun, yalnız bırakıp gitmiş oh olsun...",
"Oldu en sonunda oldu bim bam bom, rüyalarım gerçek oldu bim bam bom...",
nameleri eşliğinde 70ler, 80ler, 90lar ard arda çaldı. Müzik giderek hızlanınca herkes şarkılara eşlik etmeye, tempo tutmaya başladı. Birkaç şarkıda dayanamayıp dans edenlerin içerisinde ben de varımJ
Genel olarak yemekler lezzetli, servis hızlı, garsonlar ilgiliydi. Bu arada, garsonumuzun da mezeleri dağıtırken kendini müziğin ritmine kaptırdığını gördüm.
Adresi: PALAZZO
DONIZETTI HOTEL Meşrutiyet Cad. No:85 Kat:7 Pera, İSTANBUL
Web sitesi: http://www.dublemezebar.com/
Sevgiler,
İpek
Not:
*Biz, daha çok
keyif yapmak istedik ve meze çeşitlerini bol tuttuk. İyice doymak isteyenlere,
ana yemeği de siparişlerine dahil etmelerini tavsiye ederim.
*Fiyat
bütçenize uygunluğuna karar vermek için web sitesindeki menü fiyatlarına
bakabilirsiniz.
*Sigara içenler
için ön tarafta sobalı ve manzaralı terasları var.
Etiketler:
Bar,
Hafta Sonu Keşifleri,
Haftasonu,
İstanbul,
Meze,
Otel,
Palazzo Donizetti,
Pera
24 Şubat 2014 Pazartesi
Hafta Sonu Keşifleri: Biber Burger
Hafta sonu, methini duyduğum Biber Burger'
de yedim. Beşiktaş'ta iskeleden çıkıp Ortaköy'e giderken (Çırağan Caddesi),
Bahçeşehir Üniversitesi’ nin karşı çaprazında yer alıyor.
6 masalı, rahat, sade ve zevkli dekore edilmiş. Soho' daki kafeleri andıran bir
havası var. Gördüğüm kadarıyla daha çok üniversite öğrencileri ve turistler
geliyor.
Oturuyoruz, hemen menü önümüze geliyor. Merak edecekler için menünün
fotoğrafını çekiyorum. Menünün büyük kısmı 180gr dana eti ile hazırlanan burgerlerden
oluşuyor. 2 adet 150gr tavuk eti ile hazırlanan seçenek de mevcut.
Jalapeno biberli, toz parmesanlı sosu olan Amarillo'
yu denemeye karar veriyorum. Baharatlı patates kızartması minik sepetler
içerisinde sunuluyor. Masada Heinz ketçap, mayonez ve hardal da hazır.
Daha ne
isterim ki? Burgeri mideme indiriyorum J Servisi hızlı, sosu oldukça lezzetli,
porsiyonu doyurucu...
Beşiktaş civarında oturanlar ya da
çalışanlar için servis hizmeti de var.
İlgilenenler için adresi ve facebook bilgisi;
Adresi: Yıldız Mah., Çırağan Cad., No:11,
Beşiktaş, İstanbul
Afiyet olsun...
Sevgiler,
İpek
Etiketler:
Beşiktaş,
Biber Burger,
Burger,
Hafta Sonu Keşifleri,
Haftasonu,
İstanbul,
Yemek
30 Ocak 2014 Perşembe
Hafta Sonu Keşifleri: Bej
Hafta sonları gezip gördüğüm ve beğendiğim mekânları,
“Hafta Sonu Keşifleri” başlığı ile sizlerle paylaşmaya karar verdim. Bazı yerler ilk defa
keşfedeceğiniz, bazıları bilip de bir
türlü gitmeye fırsat bulamadığınız, bazıları da daha önceden bildiğiniz ve
sevdiğiniz mekânlardan olabilir. Bu yazıları, Hafta Sonu Keşifleri etiketiyle
takip edebilirsiniz.
Sevgiler,
İlk mekânımız; Karaköy’ deki Bej
Son yıllarda oldukça popüler olan Karaköy’
ü ben de birçok kişi gibi çok seviyorum. Bej, Fransız Geçidi’ nin yanında yer
alıyor. Öğlen ve akşam farklı menüler sunuyor. Çalışanlar tarafından, öğlen iş
arasında lezzetli bir yemek ya da akşam iş çıkışı arkadaşlarla takılmak için
tercih ediliyor. Özellikle Cuma, Cumartesi akşamları ise saat 9-10’ dan sonra
başka bir havaya bürünüyor. Işık giderek azalıyor, müziğin sesi artıyor ve
herkes eğlencenin keyfini çıkarmaya başlıyor. Genellikle dışarıdaki masalar
tercih ediliyor.
Gece 1de önünden geçerken, Nil
Karaibrahimgil’ in şarkısı eşliğinde ellerinde içecekleri ile sohbet edenleri
görebilirsiniz.
Trend mekânları takip etmeyi sevenlere
tavsiye ederim.
Adresi: Kemankeş
Karamustafa Paşa Mh., Fransız Gç No:11, 34425 Karaköy
Facebook adresi: https://tr-tr.facebook.com/karakoybej Sevgiler,
İpek
Not:
*Daha
önceki yazımda bahsettiğim Kağıthane ile aynı çatı altında yer alıyorlar. Giderseniz
göz atmayı ihmal etmeyin. J
Etiketler:
Bej,
Hafta Sonu Keşifleri,
İstanbul,
Kafe,
Karaköy
10 Aralık 2012 Pazartesi
İncirli Şaraphane
İncirli Şaraphane, ismini bahçesindeki incir ağacından almış.
Kuruçeşme’ de 3 katlı binanın 1. katında yer alıyor.
Loş bir aydınlatması var, masalarda ise ayaklı kırmızı mumlu şamdanlar..
Loş bir aydınlatması var, masalarda ise ayaklı kırmızı mumlu şamdanlar..
Mekanın iki büyük duvarı tamamen şarap rafları ile dizayn edilmiş, her markaya özel bir bölüm ayrılmış. Türkiye’ deki bilinen tüm markalar var. Doluca, Kayra, Sevilen, Vinkara, Urla, Mon Reve aklımda kalanlar.. Markaların tanıtıcı broşürlerini bölümlere geldiğinizde bulabiliyorsunuz. İhtiyacınız olursa, yardımcı olmak üzere garsonlar hemen yanınızda..
500’e yakın şarabı şişede, 100’e yakın butik şarabı kadehte alabiliyorsunuz. Dileyenler için 6lı tadım menüleri de mevcut.
İncirli Şaraphane’ nin en önemli özelliklerinden birisi de fiyat stratejisi. Şarapları market fiyatında satın alıp içebiliyorsunuz. Dilerseniz menüden şarküteri ürünleri ya da yemek de seçilebiliyor.
İncirli Şaraphane’ nin en önemli özelliklerinden birisi de fiyat stratejisi. Şarapları market fiyatında satın alıp içebiliyorsunuz. Dilerseniz menüden şarküteri ürünleri ya da yemek de seçilebiliyor.
Binanın 2. Katında Ege mutfağı ile Kydonia, 3.katında Akdeniz mutfağı La Mancha isimli restoranlar yer alıyor. Hepsi aynı işletmeye ait olduğundan, buradan şarabınızı seçip, servis ücreti karşılığında üst katlardaki restoranlarda içebiliyorsunuz.
Sevgiler,
İpek
Not:
* Biraz hava almak isterseniz, bahçesinde mini bir ateş yanıyor. Kadehlerinizi alıp, ateşin başında da keyif yapabilirsiniz.
* Hazırlıksız gittiğim için, telefondan çektiğim resimlerim biraz karanlık çıktı. İncelemeniz ve de rezervasyon için web sitesini de iletiyorum.
4 Aralık 2012 Salı
Borusan Contemporary: Art In the Office!
We decide to meet with a friend, whom I have not been able to see for a long time, over the weekend. And I say, “Let’s make a change this time and go the “Perili Köşk” before chatting.”
The “Perili Köşk” (Haunted Mansion) dates back to the 1910’s, and belongs to Borusan Holding since May 2002. And starting with September 2011, it is being used as a contemporary art museum open to the public over the weekends, while it is used as office during the week.
According to some, the name “Perili Köşk” comes from the howling sound from the vacant stories during construction which took a long time, and according to others, from a girl – as beautiful as a fairy – who had once lived in the building and lost her life there.
We are lucky, our free of charge guided tour starts within 10 minutes.
The display of the collection, comprised of more than 600 items belonging to Borusan Holding, is being changed in 3 months intervals in order for the guests to be able to see all of them. Our guide informs us beforehand, we are not allowed to take photos of these pieces.
The offices, meeting rooms, recreation rooms, corridors, stairs, terrace, in short, all areas in the building have been utilized for the exhibition. We see a different masterpiece everywhere.
For example, the wall papers we see in the corridors have been made especially for Borusan Holding. The company’s symbol – pipes have been used as the pattern. It is used at all stories in the building and leaves a sense of infinity on the observer.
The tower shaped room on the terrace, which we can also see from the outside, used to be utilized for lookout purposes in the past. Starting with Borusan, it has begun to be used as the coffee room of the managers. Artist Ekrem Yalçındağ has designed the room with over 12 hues of the color of the coffee bean.
Another work is the “Sketch Mirror” developed by special software and a digital screen. When you stand in front of it, it transforms your image into a sketch drawing. The artist has aimed to make an interactive study that includes its viewer.
Just as we are listening to our guide about this piece, a group of children arrive together with 2 instructors. The instructors are raising questions in order to help children in establishing an association with contemporary art. The Sketch Mirror attracts the children’s attention a lot. Each one goes from shape to shape in order to be seen on the screen. We watch them for a while, and then move on.
The video performance titled “56 Tiny Helicopters” was just about to end when we entered the room; it started again in a short while. The toy helicopters in the room are lined in a certain pattern. Then all of them start trying to move simultaneously, some take off at once, some try and remain on the ground. But at the end, all of them use up their batteries, and scatter around different parts of the room. This study may be interpreted as life. And since we are watching it at the Holding building, it may also be thought of as the chaos in work life.
In addition, there also are temporary exhibitions performed within the scope of the collection and changed at 3 months’’ intervals. We got the chance to see the exhibition of the Austrian artist, Brigitte Kowanz titled “Cut A Long Story Short”.
In her piece titled “Makes Sense”, all lines stand for a letter in the Morse alphabet. The title of the work is also seen in the work. In another piece, “Cut A Long Story Short” is written in Neon lights and the Morse alphabet.
The bottom part of the work titled “Magic of Space” is designed in steel. As you turn around the piece, you observe a different diffraction, a different shadow from each angle. The artist points out to the fact that the piece evolves into a work of art through our observation.
Another piece where the complete Morse alphabet is seen is interpreted as a study leaving one hanging in between the virtual and reality.
The Borusan Holding “Perili Köşk” building has a fabulous view at Rumelihisarı. When we go up to the sightseeing terrace, just as most of the visitors in the tour, we take lots of photos with the fantastic blue of the Bosphorus at the background. At the same time, it is possible to take a breather at the café on the first floor and enjoy the deep blue.
At the end of our tour, I am delighted when my friend says; "Borusan fortunately has acquired this building and transformed it into a museum. We are able to experience this historical building, and visit this fabulous museum. "
I strongly recommend it to all art-lovers.
Love,
İpek
Note:
* At Borusan Contemporary there also are workshops for children on 5-14 years of age, in groups of 15-20. For reservations and detailed information, you may call 0212 3620096 or contact info@borusancontemporary.com e-mail address.
2 Aralık 2012 Pazar
Borusan Contemporary: Ofiste Sanat Var!
Tarihi 1910lu yıllara dayanan “Perili Köşk”, Mayıs 2002’ den bu yana Borusan Holding’ e ait. Eylül 2011 den beri ise, hafta içleri ofis olarak kullanılırken, hafta sonları ziyarete açık çağdaş sanat müzesi olarak kullanılıyor.
“Perili Köşk” ismi, kimine göre uzun süren inşaat esnasında boş kalan katların çıkardığı uğultudan, kimine göre ise zamanında bu binada yaşayan ve yine burada hayatını kaybeden peri gibi güzel bir kızdan geliyor.
Şanslıyız, ücretsiz rehberli turumuz 10 dakika sonra başlıyor.
Borusan Holding’ e ait 600’ den fazla parçadan oluşan koleksiyon, ziyaretçilerin tamamını görebilmeleri için 3 aylık periyodlarla değiştiriliyormuş. Rehberimiz baştan bizleri bilgilendiriyor, bu eserlerin fotoğraflarını çekmemize izin yok.
Binadaki ofisler, toplantı odaları, dinlenme salonları, koridorlar, merdivenler, teras, kısacası tüm alanlar sergi için değerlendirilmiş. Her yerde farklı bir eser görüyoruz.
Örneğin, koridorlarda gördüğümüz duvar kağıtları, Borusan Holding için özel olarak yaptırılmış. Desen olarak firmanın simgesi borular seçilmiş. Tüm binanın katlarında var ve izleyiciye sonsuzluk hissi veriyor.
Dışarıdan da gördüğümüz, teras katındaki kule şeklindeki oda, daha evvel gözetleme için kullanılıyormuş. Borusan ile birlikte, yöneticilerin kahve odası olarak kullanılmaya başlanmış. Sanatçı Ekrem Yalçındağ, kahve çekirdeğinin 12’ den fazla renk tonu ile odayı dizayn etmiş.
Koleksiyonda, üzerinde 2 adet solar panelin olduğu kinetik bir heykel görüyoruz. Bu paneller güneşin ışığından ve spot ışıklarından faydalanarak, heykelin enerji üretmesinde yardımcı oluyorlar ve oluşan enerji ile heykelin alt kısmında bulunan ve saza benzeyen çalgının tellerine vurularak ses çıkartılıyor. Toplanan enerjiye bağlı olarak 20 ile 30 dakikada bir ses duyabilmek mümkün. Bu anlamda, gördüğümüz aslında fonksiyonel bir heykel.
Bir başka eser, özel bir programlama ve kamera ile oluşturulmuş olan “Eskiz Aynası”. Karşısına geçtiğinizde, görüntünüzü eskiz resime çeviriyor. Sanatçı, seyircisini de içine katan interaktif bir çalışma yapmayı hedeflemiş.
Tam da bu eseri rehberimizden dinlerken 2 eğitmeni ile birlikte çocuklardan oluşan bir grup geliyor. Eğitmenler, çocukların çağdaş sanatla ilişki kurabilmeleri için sorular yöneltiyorlar. Eskiz Aynası, çocukların ilgisini çok çekiyor. Her biri ekranda gözükebilmek için şekilden şekile giriyorlar. Bir süre onları izliyoruz, sonra devam ediyoruz.
“56 Küçük Helikopter” adlı video çalışması, biz odaya geldiğimizde bitmek üzereydi, bir süre sonra yeniden başladı. Bir oda içerisinde bulunan oyuncak helikopterler belli bir düzen ile dizilmiş halde duruyorlar. Hepsi aynı anda harekete geçmeye çalışıyor, kimisi anında havalanıyor, kimisi çaba sarf ediyor, ama yerde kalıyor. Ama sonunda, hepsinin pilleri bitiyor ve odanın farklı taraflarına saçılıyorlar. Çalışma hayat olarak yorumlanabilir. Holding binasında seyrettiğimiz için de iş hayatındaki kaos olarak da düşünülebilir.
Bununla birlikte, koleksiyon çerçevesinde gerçekleştirilen ve yine 3 ayda bir değişen geçici sergiler de var. Biz, Avusturyalı sanatçı Brigitte Kowanz’ a ait Uzun Sözün Kısası ( Cut A Long Story Short” ) adlı sergiyi görme fırsatına eriştik.
“Akla Yatkın” isimli eserinde, bütün çizgiler mors alfabesinde bir harfe işaret ediyor. Sanat eserinin ismi, aynı zamanda sanat eserinin içerisinde görülmektedir. Bir başka eserinde, Neon ışıklarla ve Mors alfabesiyle “Cut A Long Story Short” yazılmış.
“Açıklığın Büyüsü” eserinin, alt kısmı çelik olarak dizayn edilmiş. Eserin etrafında dönüş yaptığınız zaman her açıdan farklı bir kırılma, gölge gözüküyor. Sanatçı, eserin, bizim gözlemimizle sanat eserine dönüştüğünü belirtiyor.
Mors alfabesinin tamamının gözüktüğü bir başka eser ise, sanal ile gerçeklik arasında bırakan bir çalışma olarak yorumlanıyor.
Borusan Holding “Perili Köşk” binası, Rumelihisarı’ nda muhteşem bir manzaraya sahip. Gezi esnasında, teras katına çıktığımızda, tura katılan birçok misafir gibi biz de, Boğaz’ ın muhteşem maviliğini arkamıza alarak bir sürü fotoğraf çekiyoruz. Aynı zamanda, birinci katta yer alan kafesinde de soluklanmak, mavinin keyfini çıkarmak mümkün.
Gezimizin sonunda arkadaşım; "Borusan iyi ki bu binayı almış ve müze haline getirmiş. Bu tarihi binayı yaşayabiliyor, bu güzel müzeyi gezebiliyoruz. " dediğinde çok mutlu oluyorum. Tüm sanatseverlere tavsiye ederim.
Sevgiler,
İpek
Not:
* Borusan Contemporary’ de 5-14 yaş arası çocuklar için 15-20 kişilik gruplar ile atöyle çalışmaları yapılıyor. Rezervasyon ve detaylı bilgi için 0212 3620096 numaralı telefondan ya da info@borusancontemporary.com e-posta adresinden iletişime geçebilirsiniz.
26 Ağustos 2011 Cuma
Kahvaltı Keyfi: Evce
Gözümü açıyorum; saat 9.30..
Gökyüzüne bakıyorum; masmavi.. Güneş pırıl pırıl parlıyor..
Hava ne çok sıcak, ne çok soğuk..
Kahvaltıyı kesinlikle dışarıda yapmalıyız.. Haydi Sapanca’ ya..
Arabaya biner binmez, Evce’ yi arıyoruz..
Samimi bir ses bize yolu tarif ediyor..
TEM otoyolu gişelerden çıkınca göbekten sola dönüyoruz, hemen ileride camiyi gördüğümüzde sağda Evce tabelasıyla karşılaşıyoruz. Sonrası kolay, tabelaları takip ederek yeşillikler içerisindeki mekana ulaşıyoruz. Yol, yaklaşık 1-1.5 saat sürüyor.
Baştan söylemeliyim, Evce’ de herşey doğal.. Meyve ağaçları ile bezenmiş geniş bahçesinde ahşap-masa sandalyelere kuruluyoruz ve kahvaltımızı bekliyoruz. Serpme kahvaltıda neler yok ki? Önce çeşit çeşit peynirler, ev yapımı reçeller, köy kaymağı, dilediğiniz şekilde yumurta ya da omlet, domates, salatalık gibi kahvaltılıklar geliyor. Demleme çayımız baş köşede yerini alırken, taze meyve suyunun tadına bakmayı da ihmal etmiyoruz. Durun daha bitmedi; şimdi de ezmeden patlıcan közlemeye, patates salatasından yaprak sarmaya mezeler de gelmeye başlıyor. Yaşasın, hem gözümüz hem karnımız bayram ediyor.
Çok yedik galiba, biraz etrafı keşfetmenin vakti geldi.
Yediğimiz reçellerin, közlemenin, ezmenin ve turşu, salça gibi birçok doğal ürünün hazırlandığı imalathane mekanın içerisinde. Yediklerimi çok beğendim, evde de yemek istiyorum diyorsanız, girişte soldaki dükkana uğramayı ihmal etmeyin.
Bahçenin arka tarafında, yağmurlu havalar ya da kışın gelmek isteyenler için sobayla ısıtılan küçük bir kulübe ve en arkada da sahibinin yaşadığı ev mevcut.
Lezzetli ve keyifli bir haftasonu kahvaltısı için iyi yolculuklar...
Sevgiler,
İpek
Evce’ ye Nasıl Ulaşırım?
Biz şanslıydık, Cumartesi olmasına rağmen yer bulabildik. İşi şansa bırakmamak için, rezervasyon yaptırılması tavsiye edilir.
Web sitesi: www.evce-sapanca.com.tr/
Yakında Neler Var?
Sapanca’ ya gelip de, Sapanca Gölü’ nü görmemek olmaz. Göl kenarında yanyana dizili küçük restaurant ve kafeler mevcut. İçlerinde en sakin olana geçiyoruz, kahvemizi yudumlarken manzaranın keyfini çıkarıyoruz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)