28 Nisan 2013 Pazar

Lale Festivali

Nisan ayının gelmesiyle doğa canlanmaya, bahar yüzünü göstermeye başlar. Meyve ağaçları önce yapraklarını, sonra bembeyaz çiçeklerini teker teker açarlar. İstanbul tepeleri mor erguvanlar, pembe ılgınlar ile, kırları beyaz papatyalar, sarı çiçekler ile dolar. Tüm parklar, bahçeler, yollar ise her renk ve türde lale çeşitleri ile donatılır.
İstanbul' da her yıl 1-30 Nisan tarihleri arasında Lale Festivali' ni kutluyoruz.
 

Festivalin açılışı, Emirgan Korusu' nda yapılıyor. Bu park yıllardır şehrin en güzel laleleri ile ünlüdür. Daha 1 yaşındayken bile burada ailece çekilmiş resimlerim var. Günümüzde de,  yine en güzellerini ve çeşitlisini görmek için buraya gelmelisiniz.

Lalenin kısa tarihçesini Wikipedia' dan öğreniyorum. Anavatanı Pamir, Hindukuş ve Tanrı dağlarıymış. Türkler göçleri esnasında bu bitkinin soğanlarını Anadolu'ya getirmişler. 1500lü yıllarda ise Anadolu' dan Avrupa' ya götürülmüş.

Peki, bu laleler nerede yetiştiriliyor? Hiç merak ettiniz mi?
Festival lalelerinin, İstanbul Silivri köyleri ile Konya Çumra' daki lale tarlalarında üretildiğini duyunca hemen arabaya atlayıp görmeye gidiyorum. Silivri' de Seymen, Fener, Büyükkılıçlı, Kurfallı, Kavaklı, Gümüşyaka köylerindeki geniş tepelerde lale tarlalarını görebilirsiniz.
Tarlalarda 10-12 Nisan civarı yaprak kırma ile lalelerin taç yaprakları toplanıyor, Temmuz ayında ise bir sonraki yıl için soğanlar toplanıyor. Yapraklar aynı zamanda tekstil ve gıda sektörü için organik boya yapımında kullanılıyor.
 

Biz Seymen, Fener ve Büyükkılıçlı köylerine gittik.
14 Nisan' da gittiğimizde halen çiçekli sadece bir tarla görebildik. Yemyeşil tarlaların arasındaki ince uzun yoldan geçerken rengârenk çiçekli lale tarlasını gördüğümde gözlerim ışıldadı. O nasıl bir güzellik… Hemen arabayı kenara çekip yürümeye koyulduk.
Yürüyüş yolunda yalnız değiliz. Çorlu' dan gelen Hediye Teyze ile tanışıyoruz. Televizyonda duyunca eşini ikna etmiş, getirmiş, tarla sahibini de almış yanına bir koca demet ile evine dönüyordu. Bize sıkı sıkı tembih etmeyi de unutmadı, çiçeklerden almak serbest, ama soğanlara dokunmak yasak. :)
Yüzümüzde gülümseme ile yola devam ediyoruz.
Yaklaştıkça mis gibi kokusu hafiften gelmeye başlıyor. Ve sonunda lalelerin arasındayıııım.. Pembesi, kırmızısı, sarısı, moru, kırçıllı pembesi, kırçıllı moru, yıldız şekilli olanı,...  O kadar çok çeşit var ki… Aralarında yürümek, fotoğraf çekmek, mis kokularını içimize çekmek çok mutluluk verici…
Tüm tarlalar ekiliyken de mutlaka görmeliyim, görmelisiniz. Önümüzdeki yıl Nisan ayının ilk haftası gelmeye karar veriyoruz ve vedalaşıyoruz.
 Çiçek severlere duyurulur :)

Sevgiler,
İpek

Not: Büyükkılıçlı ve Seymen Köyü' ne gitmek için, TEM yolunda İstanbul' dan Silivri istikametine doğru ilerlenir. Silivri' den sonraki ilk çıkış, Kınalı gişelerinden geçer geçmez sağ tarafta Seymen tabelasından sağa dönülür.